±‡İçİmİzDeKi KaRaNLık!‡±
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Ötealem .....

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
DarkWamp
•●●ÖzeL Üye●●•
•●●ÖzeL Üye●●•
DarkWamp

Kadın Koç Kaplan
Yaş : 74 Kayıt tarihi : 07/11/08 Mesaj Sayısı : 122 Nerden :

Ötealem ..... Vide
MesajKonu: Ötealem ..... Ötealem ..... I_icon_minitimeC.tesi Kas. 08, 2008 1:53 pm

Bu terim, doğrudan doğruya Lâtinceden alınmıştır. Astronomik anlamının dışında bir anlam alarak, Oteâlem, Ötedünya, Ahiret, Ruhlar Evreni terimlerini ifade eder.

Spatyom, bedenden kesin olarak ayrılan ruhun intikal ettiği mekândır. Bu mekân, ruhun imajinasyonuna ve serbest düşüncesine göre en uygun formları oluşturacak bir yapıdadır.

Bu mekânın yoğunluğu, ruhların tekâmül seviyesine göre değişiklik gösterir. Üç buut maddesine daha yakın olan alanlar daha yoğun, bundan uzaklaşıp farklı bir buuta yaklaşan alanlar ise, gitgide daha seyreltik bir hâl alırlar.

Beden terk edildikten (öldükten) sonra spatyoma geçen varlık, bu mekânda, tekâmül derecesinin verdiği seyyaliyet imkânına göre bir seviye işgal eder. Madde inceldikçe, seyyalleştikçe potansiyel enerjisi artar. Bu prensipten dolayı, spatyomun gitgide seyyalleşen yüksek ortamlarında, bunların seyyaliyet derecelerine paralel olarak tekâmül etmiş varlıklar bulunurlar. Bu bir gerçektir. Bu durum, sonsuz nüanslar içinde ebediyen devam eder.

Ruh âlemi terimi ile ifade edilen anlam doğru değildir. Dünyamız da bir ruh âlemidir. Maddesiz ruhlar (perispirisiz, şuur sahasız) ve maddesiz ruhlardan oluşmuş âlemler, söz konusu olamaz.

Dünyamızın dışında kalan ve ölümden sonra varlıklara kapılarını açan bu âlem de, fizik dünyamıza oranla daha yüksek ve ince tertipteki maddelerden oluşmakla birlikte, bir madde âlemidir. Ve ruh, dünyaya olduğu gibi oraya da ancak maddesel vasıtaları intikal eder. Spatyom teriminin anlamı, Ötealem vs.'den daha geniştir.

KAYNAK: Ruh ve Madde Yayınları, Metapsişik Terimler Sözlüğü

Çok gidip geldiğimiz ancak hiç hatırlamadığımız SPADYUM nedir ve nerededir - bilirmisiniz?
*Bazı Kitaplarda SPATYOM olarak da geçer. Bilgi Kitabı'nda SPADYUM' dan sadece 86, 94, 105, 425 ve 521.ci sahifelerde bahsedilir. Ancak Spadyum' un nerede olduğu hakkında direkt bilgi verilmez. Spadyum, Biz 3.cü Boyut Varlıklarının Öldükten sonra (Fizik Bedenlerimizi terk ettikten sonra) Eterik Bedenlerimizle çekildiğimiz-vardığımız yerdir. Spadyum da Fiziksel-Maddesel bir ortamdır. Dünya maddesine göre Seyyaliyeti-Frekansı çok daha yüksek Maddelerden müteşekkil Fiziksel bir ortamdır. Spadyum da, Kendinizi ve çevrenizi nasıl tasavvur ederseniz, nasıl düşünürseniz, Kendinizi o şekilde tezahür ettirirsiniz. Düşündüğünüz ortamda hemen çevrenizi sarar. Spadyum, seyyaliyet derecesi farklı 7 katman - 7 kademe halindedir. Her Katmanda kendi arasında katmanlar halindedir. İnsan ulaştığı tekamül seviyesine göre, yükseldiği titreşim seviyesine göre hangi katman frekansına uygunsa o katmana çekilir, dinlenir, arındırılır, hazırlanır ve bilgilendirilir.
*Not. Dünya boyutunda tatmak zorunda kaldığımız Ölüm aslında bir aldatmacadır. Gerçekte Ölüm diye bir şey yoktur. Çünkü var olan Enerji hiçbir şekilde yok edilemez. Enerji sadece Şekil değiştirir. Ölen (İşlevini kaybeden) yaşarken kullandığımız bir araç olan Fizik Bedendir. Fizik Bedenin duvarları arasında yaşayan gerçek Biz, yani Öz, yani Yüksek Benliğimizin kendi Öz Parçası, Ölümsüzdür. Ölüm anında her şey aydınlanmaya ve parlamaya başlar. Kaba madde yoğunlugundan ve ızdırabından çıkılır, hafifler ve yükseliriz. Derin bir mutluluk, huzur ve asudelik hissedilir. Ucunda parlak bir Işık olan tünelden hızla çıktığımızı algılarız. Önce Tüm Bilincimize, Aklımıza ve Duygularımıza sahip Işık varlık haline dönüşür ve Herşeyin Beyaz Işık tonları olarak algılandığı bir Enerji Aleminin içine dalarız. Sonra Mevcut Bilincimizin gücü seviyesinde, seyyal Eterik maddeden kendimize beden ve kıyafetler yaratır, çevremizi de tahayyülümüze göre oluştururuz. Yine Bilinç seviyemizin tayin edeceği süre içersinde Spadyum katmanlarına veya yeterli isek diğer üst Boyutlara Işık hızıyla çekiliriz.
*Ruh ve Madde Yayınlarından olan "SADIKLAR PLANI-Ruhsal Tebliğler" adlı Kitabın 692.ci sahifesinde [Spatyom ismini verdiğiniz mekan nerededir? Bu mekan, Fizik Alem ismini verdiğiniz fakat pek az yöresini tesbit edebildiğiniz Alemin hem içinde, hem de dışındadır. Yani Sizler bir yönünüzle Spatyom' un yüzeyinden temasta, bir yönünüzle de fizik Alemin cismiyle temastasınız.] denmektedir.
*Akaşa Yayınlarından olan "KRYON-Bir İnsan Gibi Düşünmeyin" adlı Kitabın 75.ci sahifesinde "Yaratılış Mağara" sından bahsedilmekte ve şöyle denmektedir. [Söz konusu Mağara Dünyanın tropikal bir bölgesinin altında ama çok derinlerde ve erişilmez bir bölgesinde bulunmaktadır. Burası Rehberleriniz için, hazır olduklarında İnsanları ***ürdükleri bir yerdir. Orası çoğu İnsanın sadece aşılar aldığı, ya da Rehber değiştirdiği sırada, ya da bütün İnsanların Ölüm ve Doğum sırasında -Astral Bedenleriyle- girebilecekleri bir yerdir. Burası Siz öldüğünüzde gördüğünüz ve Size gebe kalındığında gördüğünüz ilk yerdir. Burası çok parlak Işık yayar ve yine Beyaz Işık yayan Varlıklar tarafından gözetilir. Dünya Dersindeki Herkesin Evrensel İsmi ve nitelikleri burada saklanır.] denmektedir. Anlatılan yer "Spadyum" dur.
*Yine Akaşa Yayınlarından olan "RA BİLGİLERİ" adlı 4 ciltlik kitapda 3.cü Boyut Varlıkları olan İnsanların Ölümlerinden sonra Astral Bedenleriyle Dünya' nın İçsel Katlarına alındığı açıklanır. RA BİLGİLERİ Kitabının 1.ci cildinin 154.cü sahifesinde ise [Adolf (Hitler) adıyla tanınan Varlık şu anda Kürenizin güç alanı içinde bulunan Orta yükseklikte Astral katlardan birinde şifa sürecinde bulunmaktadır.] denmektedir.
*Bilgi Kitabı Sh. 589 da "İşte bu neden ile Güneşinizin Sol Boyutundan, 10.Boyutta bulunan Tesirler Mekanizmasından Sizlere muayyen Frekanslara bağlanmış olan Kozmik Enerjiler Yansıtılır. Bu Enerjileri herkes Bilinç Düzeylerine paralel olarak alır ve Evrimleriniz yaşadığınız Dünyada Evrensel Disketlere kaydedilir." denmektedir. "Evrensel Disketlerimiz" yani halihazır ve geçmiş yaşamlarımızın kaydedildiği Disketler, Yaşadığımız Dünyada bulunduğuna göre,
Spadyuma intikal eden bir varlık da aldığı, alamadığı ve gelecek yaşamında alacağı dersleri görmek üzere Evrensel Disketleri Spadyumda tetkik ettiğine göre, Yaşadığımız Dünya ile Spadyum aynı yerdedir. Bilgi Kitabı da "Evrimleriniz yaşadığınız Dünyada Evrensel disketlere kaydedilir." cümlesiyle bize Spadyum'un Dünyada olduğu bilgisini endirekt olarak vermektedir.
*SONUÇ : Biz 3.cü Boyut İnsanlarının Ölünce ulaştığı Spadyum, Dünya ile iç içedir. Bizleri ayıran Seyyaliyet-Frekans-Titreşim farkıdır. Yani Ölünce Göklere alınmıyoruz. Bilakis Yer Kürenin içindeki Işık Aleme doğru çekiliyoruz. Ama hiç bir zaman hapis değiliz. Şuur açıklığımız nisbetinde istediğimiz zaman Madde Alemini izleyebiliriz. Ama maddeyi etkiliyemeyiz. Ancak Işığın cazibesi, çekiciliği, huzuru ve mutluluğu o kadar fazladır ki bunu yapan sadece maddeye doyamamış Varlıklar ve görevleri icabı Görevlilerdir. Ölmüş olan yakınlarımız-sevdiklerimiz Bizimle aynı yerde, aynı Dünyadadır. Onlarla iç içeyiz. Bizden uzaklıkları bir düşünce mesafesi kadardır. Onlara göndereceğimiz en büyük hediye bir anlık dahi olsa SEVGİ DÜŞÜNCESİ' dir.
*Not. 3.cü Boyutta kalması gereken yani Dünya Evrimine devam edecek olan kişi, Ölümünden hemen sonra mevcut Bilinciyle fakat Eterik Bedenle (Fizik Bedene göre daha seyyal maddeden yapılmış Bedenle) ortaya çıkmaktadır. Eterik Beden, Dünya gözüyle görülmemekte, Dünya maddesine hiç bir etki yapmamakta, Maddeyi tutamamakta, Maddenin içinden geçmektedir. Ölüm sırasında, ölen kişi fizik bedenin ağırlığından kurtulmuş olarak her şeyi görmekte, algılamakta ancak yakınlarına-sevdiklerine ölmediğini, yanlarında olduğunu, bildiğimiz fiziksel etkilerle anlatamamaktadır.

Dolayısıyla Ölen kişi artık kaba madde Dünyasının kendi yeri olmadığını anlar. Ölen kişi, fiziksel olarak öldüğünü tam olarak idrak ettikten sonra (Genelde Fizik Bedenin toprağa verilmesinden sonra) Spadyum tarafından çekilmekte, İnsan kendini karşılayan Hami dostlarıyla-Yakınlarıyla beraber Spadyum'un kendi frekansına uygun katına ulaşmaktadır. Orada geçmiş yaşantısını Rehber varlıklarla beraber irdelemekte, aldığı ve alamadığı dersleri gözden geçirmektedir. Dünya'da Bedenli iken yaptıkları kendi Vicdanında kötü izler bıraktıysa üzülmekte, pişman olmaktadır. Eger negatifleri fazla ise uzun süre dinledirilerek, yeni enerji takviyeleri yapılarak arındırılmaktadır. Yaptıkları olumlu ise sevinç ve mutluluk duymakta, Üst Varlıklar tarafından daha ileri seviyeler için bilgilendirilmekte ve hazırlanmaktadır.

İnsan , Spadyum da mevcut Bilinci nisbetinde ; etrafındaki rehberlerin, eğiticilerin, dostların, birlikte olduğu diğer varlıkların ve çevresindeki Düzenin farkına varmakta ve Bilinç seviyesi yeterli ise buraları dolaşmakta, diğer varlıklarla temas kurmaktadır. Yine Bilinci yeterli ise bir alt katman Varlıklarına yardımcı olmaktadır. Ayrıca orada kaldığı sürece de Kendisi de devamlı eğitilerek, gelecek yaşam planlarının seçimini ve hazırlıklarını yapmaktadır.

Spadyum da, alevlerin ve zebanilerin yer aldığı bir CEHENNEM ile Hurilerin içki sunduğu, Mensublarının yan gelip yattığı bir CENNET bulunmamaktadır. Ancak bunlara veya başka şeylere inanarak yaşayan bir İnsan öldüğünde, İnandığı ortam çevresini sarmaktadır. Rehber varlıkların ve Yakınlarının telkinleri sonucunda, Bu ortamı kendi zihninin yarattığını algılıyarak uyanması -Bilincine bağlı olarak- uzun bir süre almakta, Kişi de Evrim yolunda zaman kaybetmektedir.

Ölüm her zaman bizimleydi, her zamanda bizimle olacak. İnsan varlığının ayrılmaz bir parçasıdır o. İnsanoğlunun ortaya çıkışından beri; insan, ölümü zihninde tartmış ve onun gizemlerini bulmaya çalışmışır. Çünkü, ölüm sorusunun anahtarı, yaşam kapısındaki kilidinde anahtarıdır." Prof.Dr. Eizabeth Kubler ROSS

Ölüm konusunu bugünkü bilimsel anlayışa en yakın şekilde incelemiş bir psikoloji profesörü olan Elizabeth Kubler ROSS'un da belirttiği gibi, ölüm sorusunun anahtarı, aynı zamanda yaşam kapısının da kilidini açabilecek türden bir anahtardır. Çünkü, tekamülcü ruhçuluk bilgisine göre dünya beşeri yüzyıllardan beri biliyor ki; ölüm denen olay ile geçtiğimiz yer, doğmadan önce bulunduğumuz yerdir. Her iki olayın da arasında da 'y a ş a m' dediğimiz bir dönem vardır ki, bu dönemde de doğmadan önce bulunduğumuz yerde (spatyom, ahiret) kendi kendimize aldığımız kararları uygularız.

Dolayısıyla, aslında; 'ölmek' (hele yok olmak anlamında bir ölüm) diye bir şey yok. Gerçekte olup duran şey, sürekli olarak (hem de kesintisiz bir şekilde); bir kez spatyoma, bir kez dünyaya doğmaktan başka birşey değildir. Evet, görüntü olarak yok olan birşey var, ama bu, sadece bedendir. Aslında beden de yok olmuyor; daha doğru bir ifadeyle, aslına dönüyor. Ama ebedi olan ruh, sürekli ve kesintisiz olarak, mevcudiyetini (uyum sağladığı ortamlarda) sürdürüp gitmektedir. Başka bir deyişle, ruh varlığı; bir kez spatyomda, bir kez (bedenlenerek) fiziksel dünyada tezahür ediyor. Bu tezahürlerinde, sözkonusu ortamların özelliklerine uygun bedenler kullanıyor.

3000 yıllık Vedalar'dan, çağdaş düşünürlere kadar, tüm dinlerin ve felsefi akımların vazgeçilmez konusu olmuş. İnisiyatik öğretilerde deneysel olarak yaşanmaya çalışılmış olan ölüm denen geçiş olayı ve bunun ötesiyle ilgili ayrıntıları daha sonraki bir yazımıza bırakarak, bu yazımızda ağırlıklı olarak 'Ölüme Yakın Deneyimler'den
sözedeceğiz. Buna, 'yarı ölüm halleri', hatta 'ölümün eşiğine kadar gidiş gelişler' de denmektedir. Uyku, şuur kaybı, baygınlık, hatta astral seyahat gibi paranormal deneyimler, 'yarı ölüm' sayılabilecek hallerdir. Bunlar, çoğunlukla; öte alemin sınırına kadar gidip gelenlerin deneyimleridir.

Ölüme yakın deneyimlerin (ÖYD) en güzel örnekleri reanimasyon çalışmasıyla ortaya çıkarılmıştır. Başta Dr. Moody, B.J.Eadie, D. Cannon, Dr. M.Morse ve P.Perry'ninkiler olmak üzere, öteki araştırmacların bu konudaki klinik çalışmalarını konunun akışı içinde sizlere sunacağız. Ayrıca astral seyahat / projeksiyon ve benzeri paranormal deneyimler de bir bakıma ÖYD sayılabileceğinden, bunlara da satırlarımız arasında yer vermek istiyoruz. Günümüz biliminin parapsikoloji adı altında yarım yüzyılı aşkın bir zamandan beri konuya eğiliyor olmasına karşın, geçmişinin ne kadar eski olduğunu göstermek bakımından; kutsal metinlerde, ilk çağ felsefesinde ve inisiyatik öğretilerde nasıl ele alındığını özetle sunmak istiyoruz.
DarkWamp ; Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ötealem .....

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
±‡İçİmİzDeKi KaRaNLık!‡± :: .::Gizemli Olaylar::. :: Öteki Dünya -
Aşağıdaki Listede Yer Almak İstiyorsanız Öncellikle Foruma Üye Olmalısınız.Site Linkinizi Yöneticilere Özel Mesajla Bildilerbilirsiniz Ya Da Profil Bilgilerinizde Belirterekte Gerekli Bilgileriniz Listeye Eklenecektir..Bilginize Kolay Gelsin....
Dost Siteleri
Dost Siteleri
Dost Siteleri
Dost Siteleri
Dost Siteleri
Dost Siteleri
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar